Aydın Tarihi ve Turistik Yerleri

Didyma Antik Kenti

Apollon tapınağıyla ünlü olan Didyma Antik Kent, Aydın’ın Söke ilçesine bağlıdır. Burada yapılan ilk kazılar İngilizler tarafından 1858 yılında yapılmıştır ve 1937 yılına kadar devam etmiştir. Antik kentteki kazılar şu anda Alman uzmanlar tarafından devam etmektedir. Bu kent sadece bir antik kent değil aynı zamanda bir dini merkezdir.
Büyük İskender’in Perslere karşı kazandığı zaferden sonra Didyma Antik Kenti’n yapımına başlanılmıştır. Apollon’un ikiz kardeşi Ay Tanrıçası Artemis’dir ve Miletler bu kente Yunancada “’ikiz kardeş”’ anlamına gelen Didyma ismini vermişlerdir. Yılın Nisan ve Mayıs aylarında Didyma’daki ayin için Miletos’tan Didyma’ya dört günde ulaşılır ve bu yolculuk sırasında belli noktalarda mola verilirdi. Öncesinde Apollon’un kardeşi Artemis’in kutsal bölgesinde bekliyorlardı ve bu alanda Brankhos ve aslan heykelleri vardı. Daha sonra Didyma’ya geçip dini törenlere katılıyorlardı.
Mitoloji sevenlere harika bir gezi planı olan Didyma Antik Kenti, mistik kokusuyla sizi büyüleyecektir. Geziniz sırasında belki Zeus, Hades, Poseidon, Athena, Demeter, Afrodit, Hermes ve diğer tanrılarla karşılaşabilirsiniz. Apollon’a adanan bu kenti belki onlarda ziyaret etmiştir. Eğlenceli ve fantastik hikayeleriyle Didyma Antik Kenti sizi bekliyor.

Aphrodisias Antik Kenti

Adını aşk ve güzellik tanrıçası olan Afrodit’ten alan Aphrodisias Antik Kent, Aydın’ın Karacasu ilçesinde varlığını hala korumaktadır ve M.Ö. 2. yüzyıla kadar tarihsel bir geçmişi vardır.
Özellikle Roma döneminde kutsal bir yöre olarak benimsenen kent, Lelegonpolis, Ninoi, Kayra ve Megapolis isimleriyle anılmıştır. Burada yapılan kazılar sonucunda iki köyün varlığı ortaya çıkmıştır. Caesar’ın Afrodit’e bir Eros heykeli hediye ettiği bilgisi, tiyatronun duvarlarındaki yazıların incelenmesinden sonra ortaya çıkmıştır. Caesar öldürüldükten sonra bu şehir talan edilmiştir. Aşk kentinin stadyum’u şaşkınlık yaratacak kadar hala olduğu gibi durmaktadır. Geçmiş yapılar hayran kalacağınız antik kentlerden biri olan Aphrodisias Antik Kenti, sizi tarihe doyuracak.

Alinda Antik Kenti

Aydın’ın zengin tarihine ışık tutan ve kalıntılarıyla görülmeye değer bir nokta olmayı sürdürmektedir Alinda Antik Kenti.
Karia kentlerinden biri olan Alinda, Kekatomnos’un kızı Ada, erkek kardeşi Pixodaros tarafından Bodrum’dan uzaklaştırılınca buraya yerleşmiş ve kendine başkent yapmıştır.
Birçok sağlam kalıntısıyla dikkatleri üzerine çeken şehri ilk olarak 1765 yılında Chandler tarafından keşfedilmiştir. Fakat Chandler buranın Alabanda Antik Kenti’nin devamı olduğunu düşünmüş. Fakat sonraki dönemlerde Siör Charles Fellows bulduğu tarihi paralar sayesinde bu bölgenin farklı bir yaşam alanı olduğunu teşhis etmiştir.
Alinda Antik Kenti’nin günümüze ulaşan agorası, surları, tiyatrosu ve akropolü göz dolduracak nitelikte. Yine de bu kentin tanıtımı pek yapılamadığından dolayı binlerce ziyaretçisi olmaz. Aydın’da tatil yapma planlarınız varsa Alinda’yı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Her köşesinde tarihin izlerini taşıyan Alinda’da Kekatomnos’un kızı Ada’da sizlerle olacak.

Tralleis Antik Kenti

Aydın’ın şehir merkezine yakın olan Tralleis Antik Kenti, hem kolay bir ulaşıma hem de zengin bir tarihi kalıntıya sahip olmasından dolayı keyifle gezilebilecek yerlerden biridir.
Şehir merkezine 1 kilometre uzaklıkta bulunan kentin Argoslular ve Tralleisler tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Kuruluş yılı ise kesin olarak bilinmemekte. Fakat Tralleis M.Ö. 334’te İskender tarafından alınmış ve daha sonraki dönemlerde Hellenistik krallıklar tarafından sürekli el değiştirmiştir.
Antik kentin ayakta kalan tek yapısı Üç Gözler olarak adlandırılan gymnasiumadır. Kentte yapılan kazılar sonucunda ise yer altından birçok kalıntı gün yüzüne çıkarılmıştır. Hepsi görülmeye ve keşfedilmeye değer.

Nysa Antik Kenti

Aydın-Sultanhisar’da bulunan Nysa Antik Kenti iki şehir görünümünde olup, günümüze birçok tarihi kalıntısını sağlam bir şekilde getirebilmiştir.
Nysa, Karia kentlerinin en önemlilerinden biriydi. Kent ulaşım ve ticaret noktalarından birinde bulunmasından dolayı uzun yıllar önemini korumuştur.
Bazı kaynaklarda Nysa’nın M.Ö. 3. yüzyılda kurulduğuna dair bilgiler bulunmakta. Fakat bu bilginin doğruluğu tartışılmaktadır.
Nysa Antik Kenti’nde yapılan arkeolojik kazılar sonucunda birçok kalıntı gün yüzüne çıkarılmıştır. Çıkarılan kalıntıların çoğu Roma dönemi ile tarihlendirilmekle birlikte Hellenistik dönemin izlerini taşıyan eserleri de bulunmaktadır. Sadece gymnasium, stadion, agora, tiyatro ve grentikon Hellenistik dönemiyle tarihlendirilen kalıntılardır.
Özellikle Didim-Kuşadası ve Selçuk’ta tatil yapan yerli ve yabancı turistler bu bölgeye yoğun bir ilgi göstermektedir.

Alabanda Antik Kenti

Karya kentlerinden biri olan Alabanda Antik Kenti, Aydın’ın Çine ilçesine bağlı olan Doğanyurt (Araphisar)Köyü’nde bulunmakta.
Karyalıların dili günümüzde çok fazla çözülememiş olsa da Alabanda’nın kelime olarak at yarışı veya at zaferi anlama geldiği tahmin edilmektedir. Alabanda halkının çok zengin olduğu ve lüks içinde yaşadığı da kaynaklarda geçen bilgilerden biridir. Kentin kalıntılarının büyük bir bölümü Hellenistik dönemden günümüze gelmiştir. Agora, Roma hamamı, tiyatro, kent surları ve Apollon Tapınağı Alabanda’nın önemli kalıntıları arasında.
Yaz turizm açısından önemli bir yeri olan Aydın, sadece doğasının güzelliğini değil, tarihini de gözler önüne seriyor. Alabanda Antik Kenti’nde uzun bir yolculuk yapabilme imkanınız varsa bu geziyi kaçırmamalısınız.

Magnesia Antik Kenti

Antik kentler bakımından zengin bir şehir olan Aydın, yıl içerisinde yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği noktalardan biridir.
Genellikle Didyma Antik Kenti ve Aphrodisias Antik Kentiyoğun bir ilgi görür. Fakat çok bilinenlerin dışında, pek adı duyulmamış antik kentleri de içinde barındırır Aydın.
Pek bilinmeyen antik kentlerden biri Magnesia’dır. Magnesia Antik Kenti, Germencik ilçesinde bulunan Tekin Köyü’ndedir. Magnetler olarak adlandırılan bir topluluğun kurduğu antik kentte 1891 yılında Berlin Müzesi adına Carl Humann tarafından kazılar yapılmıştır. 21 ay süren kazı çalışmalarında; Artemis Tapınağı, Agora, Zeus Tapınağı ortaya çıkarılmıştır. Aydın tatilinizde Magnesia Antik Kenti’ni ziyaret ederek keşfedenlerden biri siz olabilirsiniz.

Milet Tiyatrosu

Aydın-Didim’in tarihi kalıntıları arasında olan Milet Tiyatrosu, gören herkesi büyülüyor. Tarihinden bu yana yaşadığı tüm yeniliklerle günümüze kadar gelen Milet Tiyatrosu, Helen-Roma dönemi yapıtlarındandır. Tiyatronun en sıraları rahipler ve önemli devlet yöneticiler için ayrılırdı.
Milet Tiyatrosu’nun bir özelliği de akustik özellik taşımasıdır. İyonya’nın en önemli yerleşim alanlarından biri olan Milet turunuzda tiyatroyu ziyaret edip tarihi anlarınıza farklı zamanlar ekleyebilirsiniz. Buradaki gezinizi bitirdiğinizde Aydın’daki; Saplı Ada’yı, Çine Vadisi’ni veFaustina Hamamı’nı da ziyaret etmeyi unutmayın.

Ahmet Gazi Camii

Aydın’ın tarihiyle ve mimarisiyle göz dolduran eserleri arasındadır Ahmet Gazi Camii.
Çine ilçesindeki Eski Çine Köyü’nde yer alan cami, 1308 yılında inşa edilmiş olsa da bu kesin bilgiden başka pek bir şey bilinmiyor. Mesela kim tarafından yaptırıldığı… Caminin Menteşoğlu Orhan Bey’in oğlu Hızır Bey tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Şehrin bilinen en eski camisi olduğu düşünülen Ahmet Gazi Camii’nin yapımında moloz ve kesme taş kullanılmıştır. Duvarlarının kalınlığı 1.70 metredir.
Caminin çok fazla onarımdan geçirmiş olduğu ilk bakışta görülebilmekte. Buna rağmen caminin o eski izlerine şahit olmak mümkün. Üst bölümünün her yönünde birer tane olmak üzere toplam dört tane, alt bölümünde ise dokuz tane penceresi vardır.
Şehrin en eski camisi ve Batı Anadolu’daki ilk Türk Ulu Eserlerinden biri olması sebebiyle Aydın gezinize Ahmet Gazi Camii’ni dahil etmenizi öneririz.

Ahmet Gazi Camii

Aydın’ın tarihiyle ve mimarisiyle göz dolduran eserleri arasındadır Ahmet Gazi Camii.
Çine ilçesindeki Eski Çine Köyü’nde yer alan cami, 1308 yılında inşa edilmiş olsa da bu kesin bilgiden başka pek bir şey bilinmiyor. Mesela kim tarafından yaptırıldığı… Caminin Menteşoğlu Orhan Bey’in oğlu Hızır Bey tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Şehrin bilinen en eski camisi olduğu düşünülen Ahmet Gazi Camii’nin yapımında moloz ve kesme taş kullanılmıştır. Duvarlarının kalınlığı 1.70 metredir.
Caminin çok fazla onarımdan geçirmiş olduğu ilk bakışta görülebilmekte. Buna rağmen caminin o eski izlerine şahit olmak mümkün. Üst bölümünün her yönünde birer tane olmak üzere toplam dört tane, alt bölümünde ise dokuz tane penceresi vardır.
Şehrin en eski camisi ve Batı Anadolu’daki ilk Türk Ulu Eserlerinden biri olması sebebiyle Aydın gezinize Ahmet Gazi Camii’ni dahil etmenizi öneririz.

Koçarlı Cihanzade Mustafa Camii

Adını banisinden alan Koçarlı Cihanzade Mustafa Camii, bulunduğu bölgenin en eski camisi özelliğini taşımakta.
Koçarlı ilçesinin merkezinde yer alan cami, 17. yüzyılın mimari özelliklerini taşır. Caminin mimarisi kare planlı olup, üzeri sekizgen bir kubbeyle örtülmüştür. Başta tavanı olmak üzere pencere ve kapılardaki ahşap işçiliği dikkat çeken ilk detaylardır. Caminin minaresi tek şerefeli olup, mihrabın üzerinde Mekke’nin panoramik bir görünümü vardır. Mihraptaki Mekke görünümü İtalyan asıllı bir ressam tarafından yapılmıştır.
Koçarlı Cihanzade Mustafa Camii, günümüzde korunması ve genelecek yıllara sağlam bir şekilde aktarılması gereken önemli tarihi yapıtlarımızdan biri olup, Aydın gezi listenizde mutlaka yerini almalı.

Ahmet Şemsi Paşa Camii

Aydın’a tatil için, iş seyahati için ya da sadece keşfetmek için gelmeyi planlıyorsanız eğer şehrin dini atmosferini yansıtan yapıtlarını mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.
Bu şehre ne için gelirseniz gelin gezi rotası belirleyecekseniz eğer Ahmet Şemsi Paşa Camii’ni listenize mutlaka dahil edin. Ahmet Şemsi Paşa Camii’nin hakkında biraz bilgi verelim. Cami, halk arasında Kırmızı Minare Camii olarak da bilinmektedir. Yapılış tarihi 1659 olup, Ahmet Şemsi Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Cami, tek kubbeli, tek minarelidir. Tuğladan yapılan minaresinden dolayı Kırmızı Minare Camii olarak anılmasının sebep olmuştur. Adnan Menderes Bulvarı’nda bulunmasından dolayı kolay bir ulaşıma sahiptir.
Aydın gezinize eklemeniz gereken çok yer var. Milet Müzesi, Güvercinada Kalesi,Ramazan Paşa Camii ve Magnesia Antik Kenti ziyaret duraklarınız arasında mutlaka yerini almalı.

Bey Camisi

1683 yılında Süleyman Bey tarafından yaptırılan caminin Mimar Sinan’ın kalfalarından biri tarafından inşa edildiği sanılmaktadır. 1899 depreminde yıkılmış, yunan işgali sırasında tahribata uğramış, 1954-1956 yılları arasında da orijinaline yakın şekilde restore edilmeye çalışılmıştır.

Ramazan Paşa Camii

Özellikle yaz aylarında turistler tarafından yoğun ilgi gören ve birbirinden güzel plajlara sahip olan Aydın, tarihi değerleriyle de dikkatleri üzerine çekmektedir.
Bu şehirde farklı tarihlerden günümüze gelen bol miktarda cami görebilirsiniz. Bu camiler arasındaki Ramazan Paşa Camii’nin tarihi ve mimari özelliklerinden biraz bahsedelim. 1595 yılında bu yana varlığını koruyan cami, Üveys Paşa’nın kardeşi Ramazan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami, 1899 yılında yaşanan depremde yıkılmıştır. Cami, Sökeli Halil Paşa tarafından inşa edilmiştir. Aydın Çarşısı’nda bulunan Ramazan Paşa Camii, ziyaret yerlerinize dahil edebilirsiniz.

İlyas Bey Külliyesi

Aydın’ın en görkemli yapılarından biri olan İlyas Bey Külliyesi, sahip olduğu mimari özellikleriyle ve çevresindeki belli dönemlere ait kalıntılarıyla şehrin en görülesi mekanlarının başında gelmelidir.
Milet Arkeolojik Alanı içerisinde yer alan külliye Anadolu Beylikleri dönemine aittir. Ortaçağ’ın farklı dönemlerini gözler önüne seren arkeolojik alanla bir bütün olan külliyenin bölümleri cami, hamam ve medreseden oluşmakta. Bölgede yapılan çalışmalarla külliye ve çevresi düzenlenip tanıtılmıştır.
İlyas Bey Külliyesi ve çevresi günümüzde Müze-Park Alanı olarak değerlendirilmekte olup birçok yerli ve yabancı turistin ziyaret mekanları arasında yerini almıştır.

Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı

Aydın-Kuşadası’nın doğal güzelliklerine tarihiyle eşlik eden Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, 1618 yılından bu yana sağlamlığını korumaktadır.
Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılan kervansarayın duvarları kalın ve yüksektir. Avlusu dikdörtgen planlı olmakla birlikte, küçük bir iç kale görünümündedir. Yapımında moloz taş ve devşirme taş kullanıldığı görülür. Kuşadası İskelesi’ne oldukça yakın olan Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, yapılan düzenlemelerle turistik tesis olarak hizmet vermekte.

Saplı Ada

Tepeden bakınca limana bir kaşık gibi uzanan görüntüsüyle muhteşem bir manzarayı gözler önüne seren Saplı Ada Akbük’ün simgelerinden biri.
SİT alanı olarak koruma altına alına Saplı Ada’nın ilginç bir yapısı var. M.Ö. 1500’lü yıllarda Ege Denizi’nde meydana gelen çok büyük bir volkan patlaması sonucu etrafa saçılan küllerin birikimi ile oluşmuş. Günümüzde hala bu kül katmanını görmek mümkün. Adaya ulaştığınızda toprağın birkaç santim altına bakın; bu kül tabakasını göreceksiniz.
Akbük Koyu’nun yaklaşık 100 metre açıklarında yer alan adaya yürüyerek de ulaşabiliyorsunuz. Suların çekildiği zamanlarda ada ile kıyı arasında su yüksekliği dizlerinizde oluyor.
Ayrıca bir rivayete göre adadan 10 çakıl taşı toplayanın ömrü 10 yıl uzuyormuş.
Saplı Ada muhteşem güzelliği ile Akbük’ün en önemli parçalarından biri.

Altınkum Plajı

Aydın’ın birbirinden güzel plajları arasındaki Altınkum Plajı, Mavi Bayrak ödülü almıştır.
Altınkum Plajı, havaalanına 80 kilometre, şehir merkezine ise 2 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Plaj uzunluğu 500 metre olup, genişliği ise 15 metredir. Toplu taşıma araçlarıyla ulaşabileceğiniz gibi aracınızla da kolaylıkla gidebilirsiniz Altınkum Plajı’na. Bir halk plajı olan Altınkum Plajı’nda denizin tadını çıkarabilir, şezlongda kitap okuyabilir ve dinlenebilirsiniz. Mavi Bayraklı bu güzel plajda vakit geçirmek tüm yılınızın yorgunluğu almaya yetecek.

Aydın/Didim Akbük Beldesi

Aydın’ın Didim ilçesine bağlı bir belde olan Akbük, masmavi denizi, yemyeşil doğası ve tarihi zenginlikleri ile Ege’nin en güzel tatil yerlerinden biridir. Belde merkezini görmenizi ve etrafı güzelce gezip dolaşmanızı tavsiye ederiz.

Kuşadası Milli Parkı

Doğanın benzersiz bir yüzü olan Kuşadası Milli Parkı,Aydın il sınırları içerisindedir. Yeşilin her tonunu göreceğiniz milli park Kuşadası’na 28 kilometre uzaklıktadır. Bölge aynı zamanda Dilek Yarımadası Milli Parkı olarak da adlandırılmaktadır.
Kuşadası Milli Parkı 1966 yılında Milli Park olarak ilan edilmiştir. Sahil kesimi boyunca uzanan Kuşadası Milli Parkı, muhteşem bir deniz manzarasıyla gelen misafirlere görsel şölen sunuyor. Aydın’da yaz tatilinizi yaparken Kuşadası Milli Parkı’nı keşfetmenizi öneririz. Burada hem denizin keyfin çıkarabilir hem de dostlarınızla birlikte piknik yapıp eğlenceli vakitler geçirebilirsiniz.
Aydın; vadileriyle, tarihi kalıntılarıyla ve kaplıcalarıyla huzur bulacağınız şehirlerden biri. Güzelliklerle dolu bu şehirde; Zeus Mağarası’nı, Milet Tiyatrosu’nu, Çine Vadisi’ni, Didyma Antik Kenti’ni ve Aphrodisias Antik Kenti’ni de ziyaret etmeyi sakın unutmayın.

Dilek Yarımadası

Aydın il sınırlarında olan Dilek Yarımadası, Mezozoik kalkerler, mermerler ve Paleozoik şistler ile Neojen kütleleriyle oluşmuştur.
Büyük Menderes Deltası Milli Parkı-Dilek Yarımadası’ndaki plajlar oldukça dikkat çekicidir. 27.675 hektarlık alana sahip olup, alanın 10.685 hektarı Milli Park olarak ilan edilmiştir.
En yüksek tepesi olan Mykale, 1.237 metredir. Dilek Yarımadası 36 çeşit memeli hayvandan, 45 çeşit deniz canlısına ve 42 tür sürüngene ev sahipliği yapmakla birlikte burada kaplumbağalar ve yunuslar özgürce dolaşabilecek bir ortamda bulunmaktadırlar.
Dünyada az bulunan denizi memelisi Akdeniz Foku bu yarımadada yaşamaktadır. Bir tarafı yeşilliklerle dolu, bir tarafı masmavi deniziyle çarpıcı bir güzelliğe bürünüyor Dilek Yarımadası.

Zeus Mağarası

Aydın-Kuşadası’nda bulunan Zeus Mağarası, Dilek Yarımadası’nın girişinde bulunmaktadır.
Mitolojiden izler taşıyan Zeus Mağarası, Kuşadası’nda keşif yapanların son durağı durumundadır; çünkü yorgunluklarını Zeus Mağarası’nın serin sularında yüzerek atarlar. Mağaraya ilk girildiğinde Zeus’un yüzünü görür gibi olursunuz. Denizden gelen tuzlu suyun ve dağdan gelen tatlı suyun karışımıyla maden suyu oluşmuştur Zeus Mağarası’nda. Bir hikayesi de vardır mağaranın.
Tanrı Zeus kardeşi olan Deniz Tanrısı Poseidon’u kızdırdığında bu mağaraya gelip kardeşinin sakinleşmesini beklermiş. İşte bu mitolojik mağara kış aylarında yöredeki gençleri, yaz aylarında ise turistleri ağırlamaktadır. Kuşadası safariye çıktığınızda muhakkak uğrayacağınız Zeus Mağarası’ndan sonra; Aydın’da bulunan Didyma Antik Kenti, Kuşadası Milli Parkı, Çine Vadisi, Aphrodisias Antik Kenti, Eski Güllübahçe’yi de ziyaret etmeyi sakın unutmayın.

Güvercinada Kalesi

Aydın’ın tarihi mekanlarından biri olan Güvercinada Kalesi, harika manzarasıyla görenlere tarihin yanı sıra görsel bir şov sunar.
Kuşadası’na bağlı olan Hacıfeyzullah Mahallesi’nde bulunan yapının iç kalesi Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılmış olup, surlar ise İlyas Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. Yapılış amacı ise Mora isyanında denizden gelebilecek saldırıları önlemektedir.
Aydın’da denizin tadını çıkarırken şehrin tarihi atmosferine kesinlikle karışmalısınız. Magnesia Antik Kenti, Milet Tiyatrosu, Didyma Antik Kenti ve Aphrodisias Antik Kentilistenizde yer verebileceğiniz noktalar arasındadır.

Körteke Kalesi

Tahminlere göre Xyatis kentinin bir parçası olan Körteke Kalesi, Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde yer almakta.
Körteke Köyü sınırları içerisinde bulunan kale, yüksek bir tepe üzerinde, mazzam bir manzaraya sahip.
Yapılan araştırmalarda kale duvarları üzerinde birçok döneme ait izlere rastlanmıştır. Bu durum kalenin farklı dönemlerde sürekli olarak kullanıldığını göstermektedir. Kalenin içerisinde akropol, iki kule ve bir sarnıç bulunmakta.
Kalenin bir tepede olmasından dolayı ulaşım biraz zordur. Yine de farklı tarihi mekan keşfetmek isteyenler için gezilebilecek bir yer diyebiliriz.

Ahi Bayram Türbesi

Ahi Bayram Türbesi, Aydın’ın Çine ilçesinde bulunan, mistik yapılardan biridir.
Türbenin kime ait olduğu kesin bilinmemekle birlikte iki kişi üzerinde durulmaktadır. Birincisi; bu türbenin Ahmet Gazi’nin Kardeşi ahi Bayram ait olması, ikincisi ise İbrahim Efendi adlı bir kişiye ait olmasıdır. 14. yüzyılda yapılmış olması da yürütülen tahminler arasındadır.
Ahi Bayram Türbesi dörtgen bir mimariye sahiptir ve üç duvarında birer pencere açılmıştır. Üzerindeki külahı ise sekizgen piramidi şeklindedir. Türbenin yapımında Bizans döneminden günümüze gelen parçalarla inşa edildiği bilinmektedir.
Kolay bir ulaşım yoluna sahip olan türbe, Ahmet Gazi Camii’nin güneydoğusunda yer almakta.

Arpaz Beyler Konağı

Osmanlı Devleti’nin siyasi açıdan zayıfladığı dönemlerdeAydın’da hakimiyet kurmuş iki aileden biri olan Arpaz ailesi’nin konağı günümüzde şehrin tarihi yapıları arasında gösteriliyor.
Arpaz Beyler Konağı, Esenköy’ün (Arpaz Köyü) sınırları içerisinde bulunuyor. Konağın sahip olduğu ahşap işçiliği ve tavanlarda yer alan çarkıfelek motifleri oldukça dikkat çekici. Konağın tüm bölümleri erzak depoları, fırın ve hamamdan oluşuyor. Arpaz Kalesi de konağın önemli bir parçası.
19. yüzyıl mimari özelliklerini taşıyan Arpaz Beyler Konağı, Nazilli’nin önemli yapıtları arasında gösterilmekte.

Arpaz Kalesi

Arpaz Kalesi, Aydın-Nazilli’nin günümüze kadar gelen tarihi değerlerinin ilk sıralarında yerini alsa da çok fazla tanıtımı yapılamamasından dolayı çok sayıda ziyaretçisi yok. Fakat bilenler veya duyanlar mutlaka gezer bu kaleyi.
Hem mimari açıdan hem de tarihteki önemi açısından değerli olan Arpaz Kalesi, Harpasa Kalesi’nin eteklerinde konuşlanmış olup, Arpaz Beyler Konağı’nın karşısında yer alıyor. Kale, 19. yüzyılla tarihlendirilse de kalenin çevresinde 17. ve 18. yüzyıllara ait kalıntılar bulunmakta. Kalenin ismi bazı kaynaklarda Arpaz Kulesi olarak geçiyor.
Mimari açıdan dikkat çeken yapılar arasındaki Arpaz Kalesi, Nazilli gezinizde keşfetmeniz gereken bir nokta. Eğer yolunuz Nazilli’den geçerse rotanıza Arpaz Kalesi’ni muhakkak dahil etmelisiniz. Kale, Nazilli’ye bağlı Esenköy sınırları içerisinde.

Efes Kongre Merkezi

Efes Kongre Merkezi, 2013 yılında Aydın-Kuşadası’nda açılmıştır. Bayraklı Mahallesi, Çam Limanı mevkiinde bulunan Efes Kongre Merkezi’ne ulaşım oldukça kolaydır.
Ege bölgesinin en kapsamlı kongre merkezi olarak inşa edilmiştir ve Kuşadası Limanı manzarasına karşı konuşlanmıştır.
Büyük toplantılara, organizasyonlara ev sahipliği yapacak olan kongre merkezi, şimdiden dikkatleri üzerine çekti. Aynı zamanda konaklama imkanı da sunmakta olan bu büyük yapı kompleksine Türkiye’nin her noktasından kara ulaşımı imkanı bulunuyor.
Kongre merkezin baştan aşağı son teknolojiyle dizayn edilmiştir ve toplantı salonları muhteşem bir akustiğe sahiptir.
Efes Kongre Merkezi İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na 45 dakika, Kuşadası Limanı’na ise 10 dakikalık yürüme mesafesindedir.

Kurşunlu Manastırı

Dilek Yarımadası’nın içerisinde yer alan Kurşunlu Manastırı, bölgenin görülmesi gereken tarihi noktalarından biridir.
Manastır, Davutlar ve Güzelçamlı arasında kalmakta olup, Davutlar’a 12 kilometrelik bir mesafede yer alır. Kurşunlu Manastırı’nın görülmeye değer kalıntıları arasında kiler, keşiş odaları, mutfak, revir, şapel, mezarlık, savunma odaları, manastır surları ve sur mahseni bulunmaktadır. Manastırın şapelinde yer alan freskler de görülmeye değer niteliktedir.

Andız Kulesi

Tarihi bir yerleşim alanı olan Andız Kulesi, Kuşadası-Aydınistikametindeki Atatürk yolu üzerinde bulunuyor. Andız Kulesi’ne ilk olarak Karyalılar, Lidyalılar ve Legellerin oluşturduğu küçük bir grup yerleşmiştir.
Pilav Dağı eteklerinde bulunan bölgeye yerleşen halk geçimlerini tarımla sağlamıştır. Kule ise Hellenistik dönemde bir gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır.Kuşadası otellerinin birinde tatil yaptığınız günlere Andız Kulesi’ni dahil edebilirsiniz.

Çine Vadisi

Mitolojik bir efsanesi olan Çine Vadisi, Aydın’a güzellik katan noktalardandır. Yemyeşil doğaya hakim olan Çine Vadisi’ne, aynı ismi taşıdığı Çine Çayı ve çevresindeki zambak farklı bir etki yaratır.
Evet; mitolojik bir efsaneye sahiptir bu vadi. Efsaneye göre; Tanrıça Athena Çine Çayı kenarında dolaşırken kendi yansımasını suda görür ve yanaklarını suda çok şişkin gördüğü için çaldığı kavalı birden atıvermiş sulara. Ardından Marsyas bulmuş kavalı; zaman içerisinde Apollon’u kıskandıracak kadar güzel çalmaya başlamış ve çok ünlü olmuş. Apollon Marsyas’a yarışma teklif etmiş. Bu rekabet dolu yarışmanın hakemliğini ise Kral Midas yapmış. Yarışmada Marsyas harika çalmasına rağmen yenik olarak ilan edilmiş; fakat Apollon kıskançlığından Marsyas’ın derisini yüzdürmüş. Midas’ın ise kulaklarını eşek kulağına çevirmiş. Verdiği bu cezadan pişmanlık duyan Apollon, Marsyas’ın bedenini ırmağa çevirmiş.
İşte bu ırmak günümüzde Çine Çayı olarak biliniyor. Hem efsanesiyle hem de tabiat güzelliğiyle doğaseverlerin ilgisini çeken Çine Vadisi’ne siz de ziyarette bulunabilirsiniz. Vadinin çevresini keşfettikten sonra diğer duraklarınız; Zeus Mağarası, Milet Tiyatrosu ve Didyma Antik Kenti olabilir.

Faustina Hamamı

Aydın-Didim’de bulunan Faustina Hamamı, önemli tarihi yapılardan biridir. Didim’in sembolleri arasında olup yıl içerisinde ziyaretçi sayısı oldukça fazladır.
Milet tiyatrosuna sadece 150 metre uzaklıkta olup; Roma İmparatoru Marcus Avrelius tarafından yaptırılmıştır. İmparator’un eşi Faustina adına yaptırdığı bu hamam belli dönemlerde onarımdan geçmiştir.
Burada bulunan Nusa heykelleri şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Hamamın büyük bir havuzu ve havuzun kenarında çeşme olarak kullanılan bir aslan heykeli ise Milet Müzesi’nde bulunmaktadır. Önemli bir tarihi kalıntı olan Faustina Hamamı’nı gezdikten sonra Didim’de bulunan Saplı Ada’yı da ziyaret edebilirsiniz.

Eski Güllübahçe

Aydın’ın Söke ilçesi sınırları içerisinde olan Eski Güllübahçe, Yeni Güllübahçe’nin batı tarafında kalmaktadır.
Doğal güzellikleriyle göz kamaştıran fakat fazla bilinmeyen; bilenlerin de her fırsatta ziyaret ettiği eşsiz bir yerdir. Priene’den sadece 1 kilometre kadar geride dağın yamacında bulunmaktadır. 40-45 yıl önce bu bölge terkedildiği için bozulma yaşamamış, ihtişamını korumayı başarmıştır.
Tertemiz havasıyla ve tarihi yapılarıyla ziyaretçilerinin hayranlığını kazanıyor. Bahçe içinde görkemli bir Rum Kilisesi bulunmaktadır. Defineciler burada epey bir çalışma yapmış fakat bir sonuca ulaşamamış; çünkü yapılar oldukça sağlam çıkmıştır. Aynı zamanda bahçenin köşesinde bulunan 8-10 metre derinliğinde olan sarnıça benzer bir osteofilak bulunmaktadır. Pek bilinmeyen fakat kesinlikle görülmeye değer olan Eski Güllübahçe, ziyaretçilerini keyifle ağırlamak için bekliyor. Doğanın bu güzelliğini keşfedenlerden biri olun.